mekkede hatice adinda bir kadin çok zenginmis.ayrica çok iyi biriymis.bu kadin çöllerin yesermesi için ALLAH'in rizasini kazanmak ve cennete girmek amaciyla mekkeden medineye agaç diktirmis.birçok kimsenin hayir dualarini almis.bu kadin öldügünde mekkenin evliyalarindan bir zaat onun cennete mi cehenneme mi girecegini görmek istemis. cennette büyük bir derece kazanmis oldugunu görünce bunun sebebinin ALLAH rizasi için mekkeden medineye agaç diktirmesinden mi oldugunu sormus.hatice ona hayir ben agaç diktirdigimde herkesin dilinde idim ve kendimce çok övündüm.ALLAH bana zerre kadar sevap vermedi demis.bunun üzerine evliya neden bu kadar derecesinin yüksek oldugunu sorunca hatice ben ezan okundugunda bütün isimi birakir,sadece ezan dinlerdim bu ezana saygimdan dolayi büyük derece sahibi oldum demis...
HZ. ENES, çocuk yaşında annesi tarafından Peygamber Aleyhisselam’a hizmet etmesi için verilmişti. Onun yanında büyüdü, onunla yaşadı. On yıl boyunca ona hizmet etti. Peygamber Aleyhisselam’ın onu, “Ya Büneyye” diye çağırdığı olurdu. Bu, “oğulcuğum” demekti. Ashab arasındaki ünvanı ise Hâdimu’n-Nebî idi. Bu da, “Peygamberin Hizmetkârı” demekti. Hz. Enes, inatçı ve bir miktar yaramaz bir çocuktu. Ancak Peygamber Aleyhisselam, bu on yıl boyunca ona bir kez olsun bile kızmadı. “Şunu niye böyle yaptın” veyahut “Bunu niye böyle yapmadın” bile demedi. Hanımlarından biri “Keşke öyle yapmasaydın!” diyecek olsa, Peygamber Aleyhisselam: “Bırakın çocuğu, o Allah’ın murat ettiği şeyi yapmıştır” der, Enes’i korurdu. Bir gün, onu bir işe yollamıştı. Enes ise, “Vallahi gitmem!” diye tutturdu. Ancak içinden de, “Allah’ın Resulü’nün dediğini yapmam lâzım” diye geçiriyordu. Yola çıktı, fakat az zaman sonra oyun oynayan çocuklara rastladı ve onlara katıldı kaldı. Bir ara ensesini bir elin tuttuğunu farket
Yorumlar
Yorum Gönder