KALP HUZURU:Yalnız manası ve okuduğu şeyi düşünmek,mâsivadan kalbi ayırmak,namaza kalbini tamamen bağlamaktır.Bunda muvaffak olunursa namazda kalp huzûru hâsıl olur.
Kalp huzurunun sebebi himmettir.İnsanın kalbi himmetine bağlıdır.Maksad ne ise kalp ona hazırlanır.Kalp,boş durmaz;namaz kılarken eğer kalb,namazını düşünmüyorsa,mutlaka dünyalık bir maksadı düşünmektedir.
Himmetin namaza dönmesi de ancak istenilen gayenin namazda tahakkuk edebileceğini bilmekle,o da ahiretin hayırlı ve b3aki olduğuna ve namazın da buna bir yol olduğuna inanıp tasdik etmekle olur.
TEFEHHÜM:Anlamak kalp huzurundan sonra gelir.Bunun sebebi,murad olan manayı anlamak için zekâyı kullanmak ve kafayı çalıştırmaktır.söylediğinin manasını düşünmek ve anlamaktır.
İnsanlar kur'an ın ve tesbihlerin mânasını anlamakta musâvî değillerdir.İnsanın namaz esnasında anladığı öyle latif mânâlar olur ki başka zaman hatıra bile gelmezler.İşte namazınfahşa ve münkerden menetmesi bu cihettendir.
Bunun çaresi de himmetini toplamakla beraber düşünceyi çalıştırmak ve kendisini meşgul edecek h3atıraları atmaktır.İnsan daima sevdiği şeyi düşünür.
TA'ZİM:Ta'zim,huzur-u kalb ve tefehhümden sonra gelen bir keyfiyyyettir.iki ilimden doğar:
1-Allah ü Teâlânın azamet ve celâlini bilmek.
2-Kendisinin hakir,zelil ve Allah ın aciz bir kulu olduğunu bilmektir ki bundan Allah ü Teala ya karşı huşû ,huzû,zillet ve inkisar hâsıl olsun.işte bu hâle tâzim-hürmet denir.
Allah ın celâlini bilmekle nefsin hakir olduğunu bilmek birleşmedikçe ta'zim ve huşû meydana gelmez.
HEYBET:Ta'zimden doğan bir korkudur.Akrepten,yılandan ve benzeri âdi şeylerden hâsıl olan korkuya"havf"denir.Fakat,azametli sultandan,hocadan korkmaya "mehabet" denir ki sevgi,saygı ve hürmetten doğan bir korkudur.
Allahü Teâlânın,dilediğini dilediği şekilde yapmakla mülkünden bir şeyin eksilmeyeceğini bilmek,bununla beraber meliklerin aksine olarak,kudreti var iken Peygamber ve velilerin türlü musîbetlere uğramasını müşâhede etmekten doğan bir keyfiyyettir.Kişi,Allahü Tealayı ne kadar iyi bilirse,haşyet ve heybeti de o nisbette artar.
RECÂ-ÜMİT:Allahü Tealanın lutuf ve keremini,nimetinin şümûlünü,namazı kılanlara cenneti vaat ettiğini,verdiği sözde durduğunu bilmektir.
Meliklere çok saygı gösterip heybet duyan ve satvetlerinden korkan kimseler vardır ki onlardan bir mükâfat beklenmez.Halbûki kula lâyık olan,kusuru ile ikabından korktuğu gib,kıldığı namazı ile Allahu Tealadan sevap ummaktır.
HAYA-UTANMAK:İbadetteki kusurunu bilmek,Allahu Tealaya hakkıyla kulluk edemediğini anlamaktan doğar.-ne kadar gizli olsa da- gönülden geçen her şeyi Allh u Tealanın bildiğini hatırda tutmak ve bütün işlerinde dünyaya meyletmiş olan nefsinin kusur ve afetlerini bilmekle kuvvetlenir.Bunları kat'i olarak bildiği vakit zarurî olarak meydana gelen hâle "haya"denir.
Kalbin huşuu,yakînin derecesiyle ölçülür.Bunun içindir ki Hz.Âişe(r.a)"Resûlullâh bizim ile konuşur,gülerdi.Fakat namaz vakti gelince sanki ne o bizi tanır ve ne de biz onu tanırdık" buyurmuştur.....
(değerli arkadaşlar;başta kendim olmak üzere namaz konusunda çeşitli eksiklerimiz olduğunu düşünmekteyim.o yüzden bu bahsin çok önemli olduğunu yazının başında da belirttim.inşaallah faideli olur.)
Kalp huzurunun sebebi himmettir.İnsanın kalbi himmetine bağlıdır.Maksad ne ise kalp ona hazırlanır.Kalp,boş durmaz;namaz kılarken eğer kalb,namazını düşünmüyorsa,mutlaka dünyalık bir maksadı düşünmektedir.
Himmetin namaza dönmesi de ancak istenilen gayenin namazda tahakkuk edebileceğini bilmekle,o da ahiretin hayırlı ve b3aki olduğuna ve namazın da buna bir yol olduğuna inanıp tasdik etmekle olur.
TEFEHHÜM:Anlamak kalp huzurundan sonra gelir.Bunun sebebi,murad olan manayı anlamak için zekâyı kullanmak ve kafayı çalıştırmaktır.söylediğinin manasını düşünmek ve anlamaktır.
İnsanlar kur'an ın ve tesbihlerin mânasını anlamakta musâvî değillerdir.İnsanın namaz esnasında anladığı öyle latif mânâlar olur ki başka zaman hatıra bile gelmezler.İşte namazınfahşa ve münkerden menetmesi bu cihettendir.
Bunun çaresi de himmetini toplamakla beraber düşünceyi çalıştırmak ve kendisini meşgul edecek h3atıraları atmaktır.İnsan daima sevdiği şeyi düşünür.
TA'ZİM:Ta'zim,huzur-u kalb ve tefehhümden sonra gelen bir keyfiyyyettir.iki ilimden doğar:
1-Allah ü Teâlânın azamet ve celâlini bilmek.
2-Kendisinin hakir,zelil ve Allah ın aciz bir kulu olduğunu bilmektir ki bundan Allah ü Teala ya karşı huşû ,huzû,zillet ve inkisar hâsıl olsun.işte bu hâle tâzim-hürmet denir.
Allah ın celâlini bilmekle nefsin hakir olduğunu bilmek birleşmedikçe ta'zim ve huşû meydana gelmez.
HEYBET:Ta'zimden doğan bir korkudur.Akrepten,yılandan ve benzeri âdi şeylerden hâsıl olan korkuya"havf"denir.Fakat,azametli sultandan,hocadan korkmaya "mehabet" denir ki sevgi,saygı ve hürmetten doğan bir korkudur.
Allahü Teâlânın,dilediğini dilediği şekilde yapmakla mülkünden bir şeyin eksilmeyeceğini bilmek,bununla beraber meliklerin aksine olarak,kudreti var iken Peygamber ve velilerin türlü musîbetlere uğramasını müşâhede etmekten doğan bir keyfiyyettir.Kişi,Allahü Tealayı ne kadar iyi bilirse,haşyet ve heybeti de o nisbette artar.
RECÂ-ÜMİT:Allahü Tealanın lutuf ve keremini,nimetinin şümûlünü,namazı kılanlara cenneti vaat ettiğini,verdiği sözde durduğunu bilmektir.
Meliklere çok saygı gösterip heybet duyan ve satvetlerinden korkan kimseler vardır ki onlardan bir mükâfat beklenmez.Halbûki kula lâyık olan,kusuru ile ikabından korktuğu gib,kıldığı namazı ile Allahu Tealadan sevap ummaktır.
HAYA-UTANMAK:İbadetteki kusurunu bilmek,Allahu Tealaya hakkıyla kulluk edemediğini anlamaktan doğar.-ne kadar gizli olsa da- gönülden geçen her şeyi Allh u Tealanın bildiğini hatırda tutmak ve bütün işlerinde dünyaya meyletmiş olan nefsinin kusur ve afetlerini bilmekle kuvvetlenir.Bunları kat'i olarak bildiği vakit zarurî olarak meydana gelen hâle "haya"denir.
Kalbin huşuu,yakînin derecesiyle ölçülür.Bunun içindir ki Hz.Âişe(r.a)"Resûlullâh bizim ile konuşur,gülerdi.Fakat namaz vakti gelince sanki ne o bizi tanır ve ne de biz onu tanırdık" buyurmuştur.....
(değerli arkadaşlar;başta kendim olmak üzere namaz konusunda çeşitli eksiklerimiz olduğunu düşünmekteyim.o yüzden bu bahsin çok önemli olduğunu yazının başında da belirttim.inşaallah faideli olur.)
Yorumlar
Yorum Gönder