Ana içeriğe atla

Yağmur duası

hz Musa zamanında bulundukları köye hiç yağmur yağmazmış hergün köy ahalisiyle yağmur duasına cıkarlrmış ama yinede yağmazmış.Musa aleyhisselam dağa cıkmış ve yüce allaha şöyle demiş EYY YÜCE RABBİM BİZ HERGÜN DUAYA CIKMAMIZA RAMEN NEDEN VERMESSİN EKSİK OLAN BİŞEYMİ VAR
ve o anda bir ses duymuş musa aleyhisselam siz duaya cıkarken bir kişi kalıyor onu almıyorsunuz yanınıza demiş. musa aleyhisselamda şaşırmış köye dönmüş aralarına almadıkları adam ayyaşın sarhoşun evsizin yoksulun delilnin tekiymiş adama yalvarırlarmış gelmezmiş benim aram bozuk onunla demiş tm o anda musa alehisselam elini kaldırmış vuracak dur demiş bir ses napıp edip getireceksin onu buna karşın musa aleyhisselam ikna etmiş gitmişler tekrar herkez dua ederken o susmuş musa aleyhisselam ondan dua etmesini istemiş oda elini kaldırıp şiddetle versene şu yağmuru versene bunca insanı yalvarttırıyorsun demiş herkez şaşkınlıklaadama bakarken bir anda gök yüzünden yağmur boşanmış tabi insanlar daha şaşkın neyse musa aleyhisselam tekrar dağa cıkmış ve neden demiş Allah da demiş ki o benden surekli şunu istiyor bedenimi okadar büyült ki cehennemde sadece ben olayım başka kimse giremesin başka kimse acı cekmesin der bende bunu yapmam demiş o yüzden bana kızgın demiş...

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Hz. Enes - Hâdimu’n-Nebî

HZ. ENES, çocuk yaşında annesi tarafından Peygamber Aleyhisselam’a hizmet etmesi için verilmişti. Onun yanında büyüdü, onunla yaşadı. On yıl boyunca ona hizmet etti. Peygamber Aleyhisselam’ın onu, “Ya Büneyye” diye çağırdığı olurdu. Bu, “oğulcuğum” demekti. Ashab arasındaki ünvanı ise Hâdimu’n-Nebî idi. Bu da, “Peygamberin Hizmetkârı” demekti. Hz. Enes, inatçı ve bir miktar yaramaz bir çocuktu. Ancak Peygamber Aleyhisselam, bu on yıl boyunca ona bir kez olsun bile kızmadı. “Şunu niye böyle yaptın” veyahut “Bunu niye böyle yapmadın” bile demedi. Hanımlarından biri “Keşke öyle yapmasaydın!” diyecek olsa, Peygamber Aleyhisselam: “Bırakın çocuğu, o Allah’ın murat ettiği şeyi yapmıştır” der, Enes’i korurdu. Bir gün, onu bir işe yollamıştı. Enes ise, “Vallahi gitmem!” diye tutturdu. Ancak içinden de, “Allah’ın Resulü’nün dediğini yapmam lâzım” diye geçiriyordu. Yola çıktı, fakat az zaman sonra oyun oynayan çocuklara rastladı ve onlara katıldı kaldı. Bir ara ensesini bir elin tuttuğunu farket

Affetmeyi bilin

merhaba sayın okuyucular arada bir yanı kısaca ayda bir yazıyorum kusura bakmayın ama işler baya oğun bu sıralar.Bugün size bir tavsiyede bulunacağım affetme allaha mahsustur hepimiz biliriz ancak allahın kulu kin gütmemeli bir başka allah kuluna küs durmamalıdır. Bu kuran'ı kerimdede belirtilmiştir.3günden fazla küs duranın cenaze namazı kılınmaz derler ORASI ALLAH BİLİR TABI.Size yapılan hatayı yada kötülüğü siz göz yumarak affederseniz eğer bunun mfakatı ilerde cok büyük olacaktır bundan emin olabilirisniz. arada bir yine yazmak dileğiyle hoşcakalın esen kalın.. (senı sevıyorum google)

Nefsin kısımları

Allah-ü Teâlâ'ya hamdü senalar ve O'nun resulüne salât-u selâmlar olsun. Ve Peygamberimizin âline, ashabına, hulefâ-i râşidîne de salât-ü selâmlar olsun. İnsanın nefsi şu dört husustan biri ile ilgilidir. 1 - Emmâre, 2 - Levvâme, 3 - Mülhime 4 - Mutmainne. Bu mertebelerden Allah-ü Teâlâ yanında makbul olan, mutmainne mertebesidir. Hak nazarında en merdud ve süflî olan mertebe de emmâre'dir. Allah-ü Teâlâ meşâyihe öyle bir hususiyyet vermiştir ki o sayede nefs-i emmâre'yi terbiye ederler. Bu, O'nun en büyük bir lûtf-u keremidir. Yalnız terbiye etmekle kalmazlar o nefs-i emmâreyi, sırasıyla levvâmeliğe, mülhimeliğe ve mutmainneli-ğe döndürürler. Bundan maksat; "İrciî" hitâb-ı İlâhîsine kabiliyet kesbetmek, Allah-ü Teâlâ'ya hakikî kul ve Resulüne hâlis ümmet olmaktır. Şimdi sırasıyla bu dört mertebeyi, Allah-ü Teâlâ'ya çağırıl-mayı, bunların mertebesini ve sıfatını bir bir açıklıyalım; böylece, kendi nefsinin derece ve kademesini kendin takdir et. Yet